Belleğin Azmi
Salvador Dali Belleğin Azmi Tablosundan esinlenerek…
Hasan Amca yaşlanmaktan çok korkardı. Daha 10 yaşımdayken belleğime işlemişti. Aslında o ne derse işlenirdi. Çocuk aklımla ne dediklerini tam olarak anlamasam da hep bir anlamlı gelirdi. Hep biri işi olur, hep de güzel şeyler yapardı. Kahvehaneleri sevmez. Buraların insanın içini çürüttüğünü düşünür, içinin çürümesinden ödü kopardı. Yıllardır onu görmediğim halde hiçbir ayrıntıyı beynim silmemişti.
Şimdi tam karşımda duruyordu, yaşlanmış, kırış kırış yüzündeki kışıklıkları bile yaşlanmış. Sanırım oradakilerden farklı olduğunu vurgulamak için kahvehanenin en ücra köşesine oturmuş. Camın kenarına oturmasa onu görmem imkansızdı. Gazetenin üstüne koyduğu kahvesinden yudumlarken gözleri sadece yazan haberlere odaklanmıştı. Çevresine göz ucuyla bile bakmıyordu.
Yaşlıların kulağına eğilip seslenilir ya, duymadıklarını bildiklerinden, düşündüklerinden ya da saygılarından, bir an öyle yapmak istedim. Ama eğik durmayı sevmezdi. Ben de karşısına dikilip net bir tavırla, onun seveceği şekilde:
-İçin de çürüdü mü? Hasan Amca! , dedim.
Ne demek istediğimi gayet iyi anlamıştı. Beni gördüğüne sevindiğine de yormak istediğim bir gülümsemeyle elini uzatıyor, dik duran başı ve anlam yüklemeye halen cesaret bile edemeyeceğim bakışlarıyla…